Ahşap Oymacılık

Ahşap oymacılığı, ağaç malzemenin özel kesici aletlerle kesip oyularak şekil verilmesidir. İşlemesi kolay bir malzeme olması nedeniyle çok eski çağlara dayanan ahşap oymacılığında kesme oyma, yüzey oyma (rölyef) ve üç boyutlu oyma olmak üzere üç teknik kullanılmaktadır. Türklerin Müslümanlığı kabul etmelerinden sonra oyma sanatı daha çok Türkistan’da gelişim göstermiştir. Selçuklular döneminde ise mimari eserlerin tezyinatında oyma işçiliğine geniş yer verilmiş; saray, cami, mescid ve külliye gibi yapılarda taş, çini, tuğla ve alçı gibi malzemelerle birlikte süsleme amaçlı olarak kullanılmıştır. Oyma, kafes, kakma, boyama, torna ve kündekâri gibi tekniklerle işlenmiş ahşap örnekleri, İslam sanatının bu alanda üstün bir düzeye ulaştığını ortaya koymaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu’nda özellikle 12. ve 13. yüzyıllardan itibaren yayılan ahşap oymacılığı, naht adıyla anılmakta olup, Bitlis, Bursa, Gaziantep, İstanbul (Beykoz), ve Zonguldak gibi illerde ahşap ağırlıklı malzeme kullanılan sektörler ortaya çıkmıştır. Osmanlılar, 15. yüzyılda ağırlıklı olarak bitki ve geometrik motifleri ön plana çıkarmışlar; 17. yüzyılda özellikle Kur’an muhafazaları ve rahlelerde fildişi ve sedef kakma tekniğini kullanmışlardır. 18. yüzyılda ise Osmanlı ahşap işçiliğinin, Avrupa Barok ve Rokoko tarzlarının etkisine girdiği görülür.